46/AHKÂF-16
أُوْلَئِكَ الَّذِينَ نَتَقَبَّلُ عَنْهُمْ أَحْسَنَ مَا عَمِلُوا وَنَتَجاوَزُ عَن سَيِّئَاتِهِمْ فِي أَصْحَابِ الْجَنَّةِ وَعْدَ الصِّدْقِ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ
AHKÂF-16 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Ulâikellezîne netekabbelu anhum ahsene mâ amilû ve netecâvezu an seyyiâtihim fî ashâbil cenneh(cenneti), va’des sıdkıllezî kânû yûadûn(yûadûne).
AHKÂF-16 Ayeti Türkçe Meali: İşte onlar ki, onlardan yaptıklarını en güzel şekilde kabul ederiz (1’e 700’e kadar derece veririz). Ve onların günahlarına cevaz vermeyiz (örteriz, sevaba çeviririz). Onlar cennet ehli arasındadırlar. Onların vaadolundukları şey gerçek bir vaaddir.
1. | ulâike ellezîne | : işte onlar |
2. | netekabbelu | : kabul ederiz |
3. | an hum | : onlardan |
4. | ahsene | : en güzel |
5. | mâ amilû | : yaptıkları şeyler |
6. | ve netecâvezu | : ve cevaz veririz, vazgeçeriz |
7. | an seyyiâti-him | : günahlarından |
8. | fî ashâbi el cenneti | : cennet ehli (halkı) arasında |
9. | va'de | : vaad |
10. | es sıdkı | : doğru, gerçek |
11. | ellezî | : ki o |
12. | kânû | : oldular |
13. | yûadûne | : vaadolunurlar |
* Ayet Kelime sözlüğü
kurantefsiri.com sitesinden download edilmiştir.