29/ANKEBÛT-10
(29) ANKEBÛT Suresi
Âyet - 10 Cüz - 1
|
7
8
9
10
11
12
13
|
وَمِنَ النَّاسِ مَن يَقُولُ آمَنَّا بِاللَّهِ فَإِذَا أُوذِيَ فِي اللَّهِ جَعَلَ فِتْنَةَ النَّاسِ كَعَذَابِ اللَّهِ وَلَئِن جَاء نَصْرٌ مِّن رَّبِّكَ لَيَقُولُنَّ إِنَّا كُنَّا مَعَكُمْ أَوَلَيْسَ اللَّهُ بِأَعْلَمَ بِمَا فِي صُدُورِ الْعَالَمِينَ
ANKEBÛT-10 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Ve minen nâsi men yekûlu âmennâ billâhi fe izâ ûziye fîllâhi ceale fitneten nâsi ke azâbillâh(azâbillâhî), ve le in câe nasrun min rabbike le yekûlunne innâ kunnâ meakum, e ve leysallâhu bi a’leme bi mâ fî sudûril âlemîn(âlemîne).
ANKEBÛT-10 Ayeti Türkçe Meali: Ve insanlardan, “biz Allah’a îmân ettik” diyenlere Allah yolunda eziyet
edildiği zaman, insanlara Allah’ın azabıymış gibi fitne çıkardılar. Eğer
Rabbinden yardım gelirse, muhakkak: “Biz sizinle gerçekten beraberdik.”
derler. Allah, âlemlerin sinesinde olanları en iyi bilen değil mi?
1. | ve | : ve |
2. | min | : dan |
3. | en nâsi | : insanlar |
4. | men | : kim, kimse |
5. | yekûlu | : der, diyor |
6. | âmennâ | : biz îmân ettik (biz âmenû olduk) |
7. | bi allâhi | : Allah'a |
8. | fe | : artık, o zaman |
9. | izâ ûziye | : eziyet edildiği zaman |
10. | fîllâhi (fî allâhi) | : Allah hakkında, Allah yolunda |
11. | ceale | : yaptı, kıldı |
12. | fitnete | : fitne |
13. | en nâsi | : insan |
14. | ke | : gibi |
15. | azâbi allâhi | : Allah'ın azabı |
16. | ve le | : ve elbette, mutlaka |
17. | in câe | : gelirse |
18. | nasrun | : bir yardım |
19. | min | : dan |
20. | rabbi-ke | : senin Rabbin |
21. | le | : elbette, mutlaka |
22. | yekûlunne | : derler |
23. | innâ | : muhakkak ki biz |
24. | kunnâ | : biz olduk |
25. | mea-kum | : sizinle birlikte, beraber |
26. | e | : mı |
27. | ve | : ve |
28. | leyse | : değil |
29. | allâhu | : Allah |
30. | bi a'leme | : çok iyi bilen |
31. | bi mâ | : şey ile, şeyi |
32. | fî | : içinde |
33. | sudûri | : göğüsler, sineler |
34. | el âlemîne | : âlemler |
* Ayet Kelime sözlüğü
kurantefsiri.com sitesinden download edilmiştir.