7/A'RÂF-40
إِنَّ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُواْ عَنْهَا لاَ تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَابُ السَّمَاء وَلاَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى يَلِجَ الْجَمَلُ فِي سَمِّ الْخِيَاطِ وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُجْرِمِينَ
A'RÂF-40 Ayetinin Türkçe Okunuşu: İnnellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ lâ tufettehu lehum ebvâbus semâi ve lâ yedhulûnel cennete hattâ yelicel cemelu fî semmil hiyât(hiyâti) ve kezâlike neczîl mucrimîn(mucrimîne).
A'RÂF-40 Ayeti Türkçe Meali: Muhakkak ki âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapıları açılmaz (ruhlarını hayatta iken Allah’a ulaştıramazlar). Deve (veya urgan) iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçluları) işte böyle cezalandırırız.
1. | inne ellezîne | : muhakkak ki o kimseler, onlar |
2. | kezzebû | : yalanladılar |
3. | bi âyâti-nâ | : âyetlerimizi |
4. | ve estekberû | : ve büyüklendiler, kibirlendiler |
5. | an-hâ | : ona (onlara) |
6. | lâ tufettehu | : açılmaz |
7. | lehum | : onlara |
8. | ebvâbu es semâi | : semanın kapıları |
9. | ve lâ yedhulûne el cennete | : ve cennete giremezler |
10. | hattâ | : oluncaya kadar, ... olmadıkça |
11. | yelice | : girer |
12. | el cemelu | : deve |
13. | fî semmi el hiyâtı | : iğne deliğinin içine, iğne deliğine |
14. | kezâlike | : işte böyle |
15. | neczî | : cezalandırırız |
16. | el mucrimîne | : suçlular, günahkârlar |
* Ayet Kelime sözlüğü
kurantefsiri.com sitesinden download edilmiştir.