18/KEHF-86
حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِندَهَا قَوْمًا قُلْنَا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَن تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَن تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا
KEHF-86 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Hattâ izâ belega magribeş şemsi vecedehâ tagrubu fî aynin hamietin ve vecede indehâ kavmâ(kavmen), kulnâ yâ zel karneyni immâ en tuazzibe ve immâ en tettehıze fîhim husnâ(husnen).
KEHF-86 Ayeti Türkçe Meali: Güneşin grup ettiği yere ulaştığı zaman, onu (güneşi) bulanık bir pınarda batarken buldu. Ve onun (o pınarın) yanında bir kavim (topluluk) buldu. (Ona şöyle) dedik: “Ya Zülkarneyn! Dilersen onlara azap edersin, dilersen onlara karşı güzel davranış ittihaz edersin.”
1. | hattâ izâ | : olduğu zaman |
2. | belega | : erişti, ulaştı |
3. | magribe eş şemsi | : güneşin battığı yer |
4. | vecede-hâ | : onu buldu |
5. | tagrubu | : grup ediyor, batıyor |
6. | fî aynin | : pınar içinde, pınarda |
7. | hamietin | : bulanık, çamurlu |
8. | ve vecede | : ve buldu |
9. | inde-hâ | : onun yanında |
10. | kavmen | : bir kavim, topluluk |
11. | kulnâ | : biz dedik |
12. | yâ ze el karneyni | : ey Zülkarneyn |
13. | immâ | : ya, veya |
14. | en tuazzibe | : senin azaba uğratman |
15. | ve immâ | : ve ya, veya |
16. | en tettehıze | : senin edinmen, ittihaz etmen |
17. | fî-him | : onların içinde, onlar hakkında, onlara karşı |
18. | husnen | : güzellikle, iyilikle, güzel davranışla |
* Ayet Kelime sözlüğü
kurantefsiri.com sitesinden download edilmiştir.