40/MU'MİN-47
وَإِذْ يَتَحَاجُّونَ فِي النَّارِ فَيَقُولُ الضُّعَفَاء لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا إِنَّا كُنَّا لَكُمْ تَبَعًا فَهَلْ أَنتُم مُّغْنُونَ عَنَّا نَصِيبًا مِّنَ النَّارِ
MU'MİN-47 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Ve iz yetehâccûne fîn nâri fe yekûlud duafâu lillezînestekberû innâ kunnâ lekum tebean fe hel entum mugnûne annâ nasîben minen nâr(nâri).
MU'MİN-47 Ayeti Türkçe Meali: Ve onlar ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar kibirlenenlere: "Gerçekten biz size tâbî olduk. Şimdi siz, ateşten nasibimizi bizden giderebilir misiniz?" derler.
1. | ve iz | : ve olduğu zaman |
2. | yetehâccûne | : tartışırlar |
3. | fî en nâri | : ateşte |
4. | fe | : böylece, artık, o zaman |
5. | yekûlu | : derler, söylerler |
6. | ed duafâu | : zayıf olanlar |
7. | li ellezîne istekberû | : kibirlenenlere |
8. | innâ | : muhakkak ki biz |
9. | kunnâ | : biz olduk |
10. | lekum | : size |
11. | tebean | : tâbî |
12. | fe | : artık, şimdi |
13. | hel | : mı |
14. | entum | : siz |
15. | mugnûne | : uzaklaştıranlar, giderenler |
16. | an-nâ | : bizden |
17. | nasîben | : nasip, pay |
18. | min | : den |
19. | en nâri | : ateş |
* Ayet Kelime sözlüğü
kurantefsiri.com sitesinden download edilmiştir.