4/NİSÂ-6
(4) NİSÂ Suresi
Âyet - 6 Cüz - 1
|
3
4
5
6
7
8
9
|
وَابْتَلُواْ الْيَتَامَى حَتَّىَ إِذَا بَلَغُواْ النِّكَاحَ فَإِنْ آنَسْتُم مِّنْهُمْ رُشْدًا فَادْفَعُواْ إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ وَلاَ تَأْكُلُوهَا إِسْرَافًا وَبِدَارًا أَن يَكْبَرُواْ وَمَن كَانَ غَنِيًّا فَلْيَسْتَعْفِفْ وَمَن كَانَ فَقِيرًا فَلْيَأْكُلْ بِالْمَعْرُوفِ فَإِذَا دَفَعْتُمْ إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ فَأَشْهِدُواْ عَلَيْهِمْ وَكَفَى بِاللّهِ حَسِيبًا
NİSÂ-6 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Vebtelûl yetâmâ hattâ izâ belagûn nikâh(nikâha), fe in ânestum minhum ruşden fedfeû ileyhim emvâlehum, ve lâ te’kulûhâ isrâfen ve bidâren en yekberû. Ve men kâne ganiyyen felyesta’fif, ve men kâne fakîran felye’kul bil ma’rûf(ma’rûfi). Fe izâ defa’tum ileyhim emvâlehum fe eşhidû aleyhim. Ve kefâ billâhi hasîbâ(hasîben).
NİSÂ-6 Ayeti Türkçe Meali: Ve yetimleri nikâh çağına gelinceye kadar deneyin. Bundan sonra eğer kendilerinde bir rüşd (yeterlilik) hissederseniz, o taktirde mallarını onlara teslim edin. Ve büyürler (geri alırlar) diye, onları (malları) israf etmeyin ve acele ile yemeyin. Ve (vâsi) zengin bir kimse ise, o taktirde iffetli olsun (yetimlerin mallarını yemekten kaçınsın). Ve (vâsi) fakir bir kimse ise, o taktirde örfe uygun olarak yesin. Nihayet onlara mallarını geri vereceğiniz zaman, onlara karşı şahit tutun. Hesap görücü olarak Allah yeter.
1. | ve ibtelû | : ve deneyin, imtihan edin |
2. | el yetâmâ | : yetimleri |
3. | hattâ | : ... oluncaya kadar |
4. | izâ belagû | : erince, erişince |
5. | en nikâha | : nikâh |
6. | fe in ânestum | : bundan sonra eğer hissederseniz (anlarsanız) |
7. | min-hum | : onlardan, onlarda |
8. | ruşden | : rüşt, yeterlilik, olgunluk |
9. | fe idfeû | : o zaman, o taktirde verin |
10. | emvâle-hum | : onların mallarını |
11. | ve lâ te'kulû-hâ | : ve onu yemeyin |
12. | isrâfen | : israf ederek |
13. | ve bidâren | : acele ederek, acele davranarak, acele ile |
14. | en yekberû | : büyüyor olmaları, büyümeleri, büyürler diye |
15. | ve men kâne | : ve kim ... oldu, ...ise |
16. | ganiyyen | : zengin |
17. | felyesta'fif (fe li yesta'fif) | : o taktirde iffetli olsun, sakınsın, çekinsin |
18. | ve men kâne | : ve kim ... oldu, ...ise |
19. | fakîran | : fakir |
20. | felye'kul (fe li ye'kul) | : o taktirde yesin |
21. | bi el ma'rûfi | : iyilikle, örfe uygun olarak |
22. | fe izâ defa'tum | : sonra, nihayet geri verdiğiniz (vereceğiniz) zaman |
23. | ileyhim emvâle-hum | : onlara mallarını |
24. | fe eşhidû | : o zaman şahit tutun |
25. | aleyhim | : onlar |
26. | ve kefâ bi | : ve kâfidir |
27. | allâhi | : Allah |
28. | hasîben | : hesap görücü, hesap gören olarak |
* Ayet Kelime sözlüğü
kurantefsiri.com sitesinden download edilmiştir.