24/NÛR-40
أَوْ كَظُلُمَاتٍ فِي بَحْرٍ لُّجِّيٍّ يَغْشَاهُ مَوْجٌ مِّن فَوْقِهِ مَوْجٌ مِّن فَوْقِهِ سَحَابٌ ظُلُمَاتٌ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍ إِذَا أَخْرَجَ يَدَهُ لَمْ يَكَدْ يَرَاهَا وَمَن لَّمْ يَجْعَلِ اللَّهُ لَهُ نُورًا فَمَا لَهُ مِن نُّورٍ
NÛR-40 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Ev ke zulumâtin fî bahrin lucciyyin yagşâhu mevcun min fevkıhî mevcun min fevkıhî sehâb(sehâbun), zulumâtun ba’duhâ fevka ba’d(ba’dın), izâ ahrace yedehu lem yeked yerâhâ ve men lem yec’alillâhu lehu nûren fe mâ lehu min nûr(nûrin).
NÛR-40 Ayeti Türkçe Meali: Veya derin denizdeki karanlıklar gibidir. Onun üstünü, dalga üstüne dalga kaplar. Onun üzerinde de bulutlar vardır. Karanlık üstüne karanlıktır, elini çıkarttığı zaman neredeyse onu göremez. Ve Allah, kime nur kılmamışsa (vermemişse) artık onun için bir nur yoktur.
1. | ev | : veya |
2. | ke zulumâtin | : karanlıklar gibidir |
3. | fî bahrin | : denizde |
4. | lucciyyin | : (çok) derin |
5. | yagşâ-hu | : onu örter, kaplar |
6. | mevcun | : dalga |
7. | min fevkı-hi | : onun üstünden |
8. | mevcun | : dalga |
9. | min fevkı-hi | : onun üstünden |
10. | sehâbun | : bulutlar |
11. | zulumâtun | : karanlıklar |
12. | ba'du-hâ | : onun bir kısmı |
13. | fevka | : üzerinde, üstünde |
14. | ba'dın | : bir kısım |
15. | izâ ahrace | : çıkardığı zaman |
16. | yede-hu | : onun eli |
17. | lem yeked yerâ-hâ | : neredeyse onu göremez |
18. | ve men | : ve kimse |
19. | lem yec'alillâhu (yec'ali allâhu) | : Allah kılmazsa |
20. | lehu | : onu, ona |
21. | nûren | : nur |
22. | fe | : artık |
23. | mâ lehu | : onun için yoktur |
24. | min nûrin | : (nurlardan) bir nur |
* Ayet Kelime sözlüğü
kurantefsiri.com sitesinden download edilmiştir.