26/ŞUARÂ-41
فَلَمَّا جَاء السَّحَرَةُ قَالُوا لِفِرْعَوْنَ أَئِنَّ لَنَا لَأَجْرًا إِن كُنَّا نَحْنُ الْغَالِبِينَ
ŞUARÂ-41 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Fe lemmâ câes seharatu kâlû li fir’avne e inne lenâ le ecran in kunnâ nahnul gâlibîn(gâlibîne).
ŞUARÂ-41 Ayeti Türkçe Meali: Sihirbazlar, firavuna geldikleri zaman: “Eğer biz gâlip gelirsek, gerçekten bize mutlaka bir ecir (mükâfat) var mı?” dediler.
1. | fe | : artık, böylece |
2. | lemmâ | : olduğu zaman |
3. | câe | : geldi |
4. | es seharatu | : sihirbazlar |
5. | kâlû | : dediler |
6. | li | : ...e |
7. | fir'avne | : firavun |
8. | e | : mi |
9. | inne | : muhakkak, gerçekten |
10. | lenâ | : bize |
11. | le | : elbette, mutlaka |
12. | ecran | : ecir, mükâfat |
13. | in | : eğer |
14. | kunnâ | : biz olduk |
15. | nahnu | : biz |
16. | el gâlibîne | : gâlip olanlar |
* Ayet Kelime sözlüğü
kurantefsiri.com sitesinden download edilmiştir.