42/ŞÛRÂ-18
يَسْتَعْجِلُ بِهَا الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِهَا وَالَّذِينَ آمَنُوا مُشْفِقُونَ مِنْهَا وَيَعْلَمُونَ أَنَّهَا الْحَقُّ أَلَا إِنَّ الَّذِينَ يُمَارُونَ فِي السَّاعَةِ لَفِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ
ŞÛRÂ-18 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Yesta’cilu bihellezîne lâ yû’minûne bihâ, vellezîne âmenû muşfikûne minhâ ve ya’lemûne ennehel hakk(hakku), e lâ innellezîne yumârûne fîs sâati le fî dalâlin baîd(baîdin).
ŞÛRÂ-18 Ayeti Türkçe Meali: Ona (kıyâmet saatine) inanmayanlar, onu acele istiyorlar. Âmenû olanlar (ise) ondan korkanlardır. Ve onun hak olduğunu bilirler. Muhakkak ki o saat (kıyâmet) hakkında şüphe edip mücâdele edenler, gerçekten uzak bir dalâlet içindedirler, (öyle) değil mi?
1. | yesta'cilu | : acele, çabuk isterler |
2. | bi-hâ | : onu |
3. | ellezîne | : onlar |
4. | lâ yû'minûne | : mü'min olmazlar, inanmazlar |
5. | bi-hâ | : ona |
6. | ve ellezîne | : ve onlar |
7. | âmenû | : âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler) |
8. | muşfikûne | : korkanlar |
9. | min-hâ | : ondan |
10. | ve ya'lemûne | : ve bilirler |
11. | enne-hâ | : onun olduğunu |
12. | el hakku | : hak, gerçek |
13. | e lâ | : değil mi |
14. | inne | : muhakkak ki |
15. | ellezîne | : onlar |
16. | yumârûne | : şüphe ederler, mücâdele ederler |
17. | fî | : hakkında |
18. | es sâati | : o saat |
19. | le | : muhakkak, gerçekten |
20. | fî | : de, içinde |
21. | dalâlin | : dalâlet |
22. | baîdin | : uzak |
* Ayet Kelime sözlüğü
kurantefsiri.com sitesinden download edilmiştir.