12/YÛSUF-18
وَجَآؤُوا عَلَى قَمِيصِهِ بِدَمٍ كَذِبٍ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ أَنفُسُكُمْ أَمْرًا فَصَبْرٌ جَمِيلٌ وَاللّهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَى مَا تَصِفُونَ
YÛSUF-18 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Ve câû alâ kamîsıhî bi demin kezib(kezibin), kâle bel sevvelet lekum enfusukum emrâ(emren), fe sabrun cemîl(cemîlun), vallâhul musteânu alâ mâ tasıfûn(tasıfûne).
YÛSUF-18 Ayeti Türkçe Meali: Ve üzerinde yalancı kan bulunan gömleğini getirdiler. (Babası şöyle) dedi: “Hayır. Sizi, nefsiniz bir işe sevketti. Artık bundan sonrası (benim yapmam gereken şey) güzel (bir) sabırdır. Sizin anlattığınız şeye karşı istiane (yardım) istenecek olan (sadece) Allah’tır.”
1. | ve câû
(câû bi) | : ve geldiler
: (getirdiler) |
2. | alâ kamîsı-hi | : onun gömleğinin üzerinde |
3. | bi demin kezibin | : yalancı kan ile |
4. | kâle | : dedi |
5. | bel | : hayır |
6. | sevvelet | : sürükledi, teşvik etti |
7. | lekum | : sizi |
8. | enfusu-kum | : sizin nefsiniz |
9. | emren | : bir iş |
10. | fe | : artık bundan sonra |
11. | sabrun cemîlun | : güzel (bir) sabırdır |
12. | ve allâhu | : ve Allah |
13. | el musteânu | : yardım (istiane) istenecek olan |
14. | alâ | : üzerine |
15. | mâ | : şey |
16. | tasıfûne | : anlatıyorsunuz, vasıflandırıyorsunuz |
* Ayet Kelime sözlüğü
kurantefsiri.com sitesinden download edilmiştir.